Avrupa’da büyüme ve yatırım fonları birleştirilecek

Avrupa’da normalleşen ekonomik belirsizliğe rağmen yatırımcıları teşvik etme çabalarını tartışıyoruz. Güvenin yeniden tesis edilmesi amacıyla Avrupa Birliği’nin sağladığı kamu yardımlarının Avrupa yatırım planı çerçevesinde kredilerle birleştirilmesi planlanıyor.
AB fonları yatırımların yeniden artmasını ve daha fazla istihdam yaratılmasını sağlayacak mı?
Bu soruları Avrupa kurumlarının en yetkin isimlerine sorduk.
Ekonomik belirsizlik artık hepimiz için normal bir durum haline geldi.
Avrupa Komisyonu’nun Yatırımlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Bölgesel İşlerden Sorumlu Komisyon Üyesi ile Avrupa’nın riskten kaçınan yatırımcılar için bir güven ortamı yaratarak iş fırsatları yaratmada nasıl öncülük edeceğini konuştuk.
Plan mı? Para gerektiren riskli projeleri finanse etmek. Avrupa İnşaat ve Yatırım Fonlarından gelen hibeleri bir araya getirmek. Stratejik yatırımlar için Avrupa Fonundan alınan krediler için.
Fikir? Buradaki fikir Avrupa Birliği’nin daha fazla risk alması, projelerin özel sektör kaynaklarıyla da desteklenmesidir. Ancak Avrupa Birliği bürokratı değilseniz birbirine çok benzeyen bu iki fon hakkında fazla bilginiz olmayabilir. Hatta bu fonların adını ilk kez duyuyor olabilirsiniz.
Bir vatandaşın bölgesinde istihdam yaratacak ve büyümeye katkı sağlayacak bir proje için kaynağa ihtiyacı varsa yetkili makamlara ulaşması gerekiyor.
Teklif, ülkenin büyümek istediği sektöre veya bölgeye yönelik ulusal plana uygun ise değerlendirilerek onaylanıyor.
Hükümet, Avrupa Birliği’nin Avrupa Yapısal ve Yatırım Fonu’ndan yararlanmak için herhangi bir kişinin projesi kadar proje içeren ulusal bir plan yapabilir.
Avrupa Yapısal Yatırım Fonu kapsamında 5 farklı kaynaktan sağlanan hibelerle ülkelerin kamu yatırımlarındaki açıkları doldurmalarına yardımcı olmak amacıyla bu fona AB bütçesinden 454 milyar Euro tahsis edildi.
Hükümetlerin ilgili otoriteleri ve Avrupa Birliği, üzerinde anlaştıkları genel ulusal plan kapsamında fonu birlikte yönetecek.
Hükümet, herhangi bir vatandaşın projesi gibi projeler için ESIF’in fonlarını yönetiyor
Öte yandan, bireysel projelere kaynak ve AB mali garantileri sağlayan Avrupa Stratejik Yatırımlar Fonu (EFSI) adı verilen ikinci bir fon bulunmaktadır. Bu fona sıradan bir vatandaş doğrudan başvurabiliyor.
Bu ulusal bir hibe veya devlet yardımı olmadığı için yatırımcıların katı kriterleri geçmesi gerekiyor.
Ancak onaylandıktan sonra parayı almaya başlıyorlar
EFSI, daha fazla özel yatırımcının ilgisini çekmek amacıyla riskli proje sahiplerine fizibilite çalışmalarında garantörlük yapmaktadır.
euronews muhabiri Maithreyi:
“Avrupa Komisyonu’nun Bölgesel Politikalardan Sorumlu Komisyon Üyesi Corina Cretu ile konuyu konuştuk. Kendisi yapısal ve yatırım fonlarını yöneten kadın. Diğer konuğumuz ise Komisyon’un İstihdam, Büyüme, Yatırım ve Rekabetçilikten sorumlu Başkan Yardımcısı Jyrki Katainen.”
Can combined firepower of #Esif & #Efsi actually close the #InvestEU gap? @CorinaCretuEU & @jyrkikatainen argue yes pic.twitter.com/2IdupGWCKC
— Maithreyi (@maithreyi_s) January 31, 2017
Maithreyi:
Yapısal fonlarda ve ayrıca EFSI’nin istihdam yaratma konusundaki performansında nelerle karşılaştık?
Avrupa Komisyonu Bölgesel Politika Komiseri Corina Cretu:
“Fonlarla 2007-2013 yılları arasında ne yaptığımıza dair bir değerlendirmemiz var. 1 milyondan fazla istihdam yaratıldı, ben şimdi doğrudan istihdamdan bahsediyorum elbette, dolaylı istihdamı da hesaba kattığımızda bu iki, üç katına çıkabilir. 40 binden fazla KOBİ – küçük ve orta ölçekli işletme oluşturuldu. Şu anda 2014 – 2020 için yaklaşık 600 milyar tutarındaki mevcut fondan maksimum verimi almak için birlikte çalışıyoruz. 28 ülke.”
Jyrki Katainen, İstihdam, Büyüme, Yatırım ve Rekabetçilikten Sorumlu Komisyon Başkan Yardımcısı:
“Avrupa Stratejik Yatırım Fonu’nu (EFSI) hayata geçirdiğimizde 1,3 milyon yeni iş yaratacağını düşünüyorduk. Ancak Uluslararası Çalışma Örgütü etkisinin 2,1 milyon yeni iş olacağını belirtiyor.”
Maithreyi
Bu noktada uzman görüşü almanın tam zamanı olduğunu düşünüyorum. İlk sorumuz Bruegel düşünce kuruluşundan araştırmacı Grégory Claeys’den geliyor:
“Çok farklı amaçları ve coğrafi dağılımları olmasına rağmen bölgesel fonlar ile EFSI fonlarının neden bir arada kullanılması gerektiğini açıklayabilir misiniz?”
Şöyle düşündüm:
“Düzenlemelerin birbirinden farklı olduğu doğru. Çok yıllı mali çerçevemizi değerlendirirken bu birleşimi nasıl daha kolay hale getirebileceğimizi anlattık. Ayrıca fikrimizi daha basit hale getirmek için bu uyumluluk ve maliyet seçeneğinin basitleştirilmesi 2020’den sonra üzerinde çalıştığımız bir konu.”
Dulavratotu:
Yunanistan’ın KOBİ’lere dayalı bir ekonomisi olduğunu herkes biliyor. Aynı şekilde turizm de çok önemli bir rol oynuyor. Öte yandan KOBİ’ler bankalardan yeterli desteği alamıyor; Çünkü bankalar, işlevsiz bir kredi sistemi nedeniyle zorluk yaşıyor.
Turizm sektöründe faaliyet gösteren Yunan KOBİ’leri için yapısal fonların bir miktar sermaye sağlayabileceği bir yatırım platformu oluşturabiliriz. EFSI ve bazı özel yatırımcılar bir miktar sermaye sağlayabilir ve sonrasında EFSI KOBİ’lere uzun vadeli ve nispeten ucuz krediler sağlayabilir.”
Maithreyi:
Burada bir sinerji sorunu var mı?
Dulavratotu:
Farklı finansman kaynaklarını bir araya getirmek sadece sağduyu meselesidir.
Şöyle düşündüm:
“Risk durumunda tabi ki daha sağlam temellere dayanan uzun vadeli planlarımız var. Girişim yapacak özel yatırımcılar için özel yatırımcıların uyum politikasının yanı sıra EFSI fonu içindeki durumu da bunun güçlü ve sağlam temellere dayanan bir proje olacağının garantisini oluşturuyor.”
Maithreyi:
Yapısal fonlarla finanse edilen sektörlerdeki projelerde daha fazla düşüş görecek miyiz? Mesela üniversitelerde mi?
Şöyle düşündüm:
“Öncelikle araştırmaya, inovasyona ve dijitale yatırım yapacağız. Altyapıyla ilgili projelerde bir yavaşlama olacak. Bu özellikle Orta ve Doğu Avrupa için önemli bir ihtiyaç, çünkü bu parçalar arasındaki bağlantı önemli bir sorun. Aynı zamanda bu bölgeler için inovasyon konusunda da el ele vermeliyiz.”
Dulavratotu:
“İddiaya girecek olursam, gelecekte yapısal fonların büyük çoğunluğunun hibe bazlı olmaya devam edeceğini değil aynı zamanda daha fazla mali araç göreceğimizi, çünkü bunun Avrupa Birliği’ni veya kamu kaynaklarını kullanmanın daha etkili bir yolu olduğunu iddia ederim.”
Maithreyi:
Bu bence başka bir uzmanın görüşüne başvurabileceğimiz farklı ve ilginç bir nokta; Alman ZEW’in Avrupa Ekonomik Araştırmalar Departmanından Uzman Mathias Dolls’u dinleyelim:
“EFSI’nin 2020 sonrası için uzun vadeli bir vizyonu var mı? Örneğin 5 AB kurumunun başkanlarının raporunda EFSI’nin Euro Bölgesi için bir denge mekanizmasına dönüştürülebileceği tartışıldı. Bu uygulanabilir bir seçenek mi?
Dulavratotu:
“EFSI en iyi çözüm yöntemi değil. Çünkü işsizlik arttığında sübvansiyonlar büyük rol oynuyor, yani mevcut durumu istikrara kavuşturuyor. EFSI’nin üye ülkelerimizde bir dereceye kadar kalıcı bir araç haline geldiğini gözlemlediğimizde, sonradan az gelişmiş ülkelerde piyasa başarısızlığının bir göstergesi haline gelebilir. EFSI’nin otomatik stabilizasyon özelliğini abartmayacağım ama yakın gelecekte yapması gereken işler olabilir.”
Maithreyi:
2017 yılında Avrupa’da yatırım koşulları nasıl olacak?
Dulavratotu:
“Avrupa’nın dışından, hatta bazen içinden gelen tüm bu belirsizlik, yatırımlar için zehir gibidir.
Kurallara dayalı dünya ekonomisinin, kurallara dayalı ticaretin küreselleşmeyi şekillendirmenin ve yatırım ortamını iyileştirmenin yolunun önemini vurgulamak istiyoruz. “Odaklandığımız konu bu.”
Şöyle düşündüm:
“Alınacak sonuçlarla Jyrki’nin de belirttiği gibi Avrupa Birliği’nin dünyadaki ana aktör konumunu koruyacağını düşünüyorum.”
Maithreyi
“Bu kadar karmaşık bir konuyu açıkladığınız için ikinize de çok teşekkür ederim.”




