- Petra Zivic
- BBC Dünya Servisi
Güncelleme 47 dakika ilkin
Kaynak, Getty Images
Neandertal ve Homo Sapien bayanları
Yeni bir araştırma Neandertallerin, Homo Sapienlerle “savaşarak değil sevişerek” yok olmuş olabileceği tezini destekliyor.
Palaeo Anthropology dergisinde piyasaya çıkan araştırmaya bakılırsa Neandertaller Homo Sapienlerle çiftleştikçe melezleşti ve sonunda ortada türü devam ettirebilecek sayıda Neandertal kalmadı.
BBC’ye konuşan araştırma ekibinden Dr. Lucile Crete, “Uzun süre süresince kabul gören kuram, iki türün kaynaklar için rekabet ettiğiydi” diyor.
Fakat Crete’in Londra’daki Naturel Tarih Müzesi’nin baş araştırmacılarından Prof. Chris Stringer ile beraber yapmış olduğu araştırma, Neandertallerin gen havuzunu zayıflatan şeyin türler arası cenk değil türler arası çiftleşme bulunduğunu gösteriyor.
Prof. Stringer “Neandertallerin yok olana kadar Homo Sapienlerle çiftleştiğini düşünüyoruz” diyor.
Neandertal DNA’ları bugün hayatta olan her insanda bulunabiliyor.
Buna, ataları Neandertallerle karşılaşmadığı kabul edilen Afrikalı insanoğlu da dahil.
Neandertaller ve Homo Sapienlerin 600 bin yıl ilkin farklılaşmaya başladığı ve değişik coğrafyalarda bulundukları düşünülüyor.
O tarihlerde Homo Sapienler Afrika’da, Neandertaller ise Avrupa ve Asya’daydı.
Dr. Crete “Yeni bulgular Homo Sapienlerin Avrupa’ya eski tahminlerden 50-60 bin yıl ilkin vardığını gösteriyor. Bu da demek oluyor ki, Neandertallerle oldukça uzun bir süre bir arada yaşadılar” diyor.
Çiftleştiklerini iyi mi biliyoruz?

Kaynak, Reuters
Neanderthal ve Homo sapienlerin ilişkiye girip çocuk sahibi bulunduğunu biliyoruz
Bugüne dek Homo Sapien genlerinde Neandertal genlerinin izi bulunurken incelenen Neandertal genlerinde Homo Sapien kalıntılarına rastlanmadı.
Dr. Crete “Türler birbirine karışmış fakat bu tek taraflı olmuş şeklinde” diyor.
İki türün çiftleştiğini, bugün Afrika haricinde yaşayan insanların genlerinin ortalama yüzde 2’sinin Neandertal genlerinden gelmesinden biliyoruz.
Dr. Crete ve Prof. Stringer’ın emek harcaması, bugüne dek DNA’sı tam olarak çözülebilen 32 Neandertal örneğine dayanıyor.
Bu örneklerin hiçbirinde Homo Sapien geni bulunmadığını aktaran araştırmacılar “Bunun niçin bulunduğunu tam olarak bilemiyoruz” diyor ve ekliyor:
“Türler arası melezleşmenin tek taraflı işlemesinden de kaynaklanabilir, elimizdeki verilerin kısıtlı olmasından da kaynaklanıyor olabilir.
“Bazı türler arası çiftleşmelerde, yalnızca bir türün hamile kalabildiğini, öteki türün kalamadığını görüyoruz. Neandertal ve Homo Sapienler içinde da benzer bir durum yaşanmış olabilir.”
Dr. Crete, yeni Neandertal DNA’larının bulunmasıyla bu teorilerin gelecekte kontrol edilmesini umuyor.

Kaynak, Getty Images
İki türün yazışma kurmakta zorlandığı düşünülüyor
Dr. Crete ve Prof. Stringer’ın bir öteki teorisi de, bazı cinsel birlikteliklerin rıza olmadan gerçekleştiğine dair.
Dr. Crete “Kim bilir bu iki türden birindeki erkekler, öteki gruptan doğurgan hanımefendilerin peşine düşüp onlarla zorla beraber oluyorlardı” diyor ve bu tip davranışların bir örneğinin şempanzelerde görüldüğünü söylüyor:
“Şempanze gruplarında yeterince doğurgan dişi bulunmadığında, o grubun erkekleri öteki grubun doğurgan şempanzelerini ele geçirmeye çalışıyor.”
Fakat on binlerce yıl ilkin yaşanmış olabilecek bu tür vakalar hakkında bulgulara rastlamak son aşama güç.
Bilim adamları, iki türün yazışma kurmakta zorlanmış olması icap ettiğini düşünüyor.

Kaynak, Getty Images
Neandartal bayanları ve erkeklerinin bedenlerinin ne kadar değişik olduğu tam olarak bilinmiyor
Dr. Crete “Muhtemelen bir türün çıkardığı sesi öteki tür çıkaramıyordu. Artikülasyonları farklıydı. Beyinleri de değişik şekillerde gelişmişti” diyor ve ekliyor:
“Gövde yapıları da farklıydı. Neandertaller daha güçlülerdi fakat kolları ve bacakları daha kısaydı. Kaşları da daha çıkıktı.
“Öte taraftan adam ve hanım Neandertallerin ne kadar değişik gözüktüğünden hâlâ güvenilir değiliz.
“İskeletler çoğu zaman kırılmış oluyor. İki cinsin kalçalarını karşılaştırmamıza kafi gelecek kadar Neandertal kalçası bulamadık.
“Sadece yeni yöntemler daha ilkin hayal edemediğimiz şeylere olanak sağlıyor.
“Bu devasa bir yapboz şeklinde. Kimi zaman yeni bulgular düşünme biçimimizi değiştirirken yeni sorular doğuruyor.”
Yoruma kapalı.