Reichsbürger: Modern Alman devletini ve hükümetin meşruiyetini tanımayan aşırı sağcı grup

Adı olmasına karşın bu örgütlü bir ulusal hareket değil. Ortak bir inançta bulunmuş, ülke geneline yayılmış, birbirleriyle bağlantısı olmayan minik gruplardan oluşuyorlar.

Kendi paraları ve kimlik kartları olan bu gruplar, kendi özerk devletlerini yaratma imgesel kuruyor.

Mesela bu senenin başlarında Königreich Deutschland (Krallık Almanyası) adlı bir grup Saksonya’da kendi devletlerini inşa edecekleri iki parsel arazi satın aldı.

Ötekiler ise vergi ödemeyi reddediyor ya da mahalli yönetimlerin işleyişine sekte vurmak için, oldukça sayıda sövgü dolu mektuplar gönderiyor.

Birçoğunun yasal ya da yasa dışı silahları var.

2016’da bir Reichsbürger üyesi silahlarını ele geçirmek için baskın düzenleyen polis memurlarından birini öldürmüştü.

Bu vakadan sonrasında Alman makamları, bu grupla bağlantısı olduğundan şüphelendiği binden fazla kişinin tabanca ruhsatını iptal etti.

Fakat geçen senenin sonu itibarıyla, bu ideolojiye bağlı 500’den fazla kişinin hâlâ tabanca ruhsatı olduğu belirtiliyor.

Hükümetin açıklamış olduğu veriler, Reichsbürger ve benzer inançlara haiz Selbstverwalter adlı oluşumun 2021’de 1000’den fazla kabahat eylemine karıştığını gösteriyor.

Bu, 2020’ye nazaran yüzde yüzlük bir artış anlamına geliyor.

Reichsbürger ile bağlantısı olduğu kabul edilen yüzde beşinin aşırı sağcı, yüzde 10’unun da sertlik eğilimli olduğu tahmin ediliyor.

Dittrich, pandeminin grubun daha da radikalleşmesine ve desteğini artırmasına zemin hazırladığını söylüyor:

“Pandemi, oldukça sayıda insan için sıkıntılı bir dönemdi. Dünyanın nereye evrileceği bilinmiyordu. Komplo teorileri birçok insana cazip gelmeye başlamıştı. Bu sebeple dünyanın gidişatına bir izahat getiriyordu.”

Reichsbürger üyeleri, sokak protestolarında aşı karşıtları ve Covid inkarcılarıının yanı sıra QAnon taraftarlarıyla aynı saflarda yer aldı.

Bu gösterilerden birinde Ağustos 2020’de Covid protestosu yapanlardan bir grup Alman meclisi Bundestag’ı basmaya çalıştı.

Birçok şahıs, pandemi döneminde komplo teorisi gruplarının Alman toplumuna bu kadar derinden nüfuz etmesi karşısında şaşkınlığa uğradı. Aynı şaşkınlığı, haber takip edeni yaparken bazı protestolarda ben de yaşadım.

Birçok şahıs bana bu eylemler esnasında Covid aşısının bir zehir bulunduğunu ve Alman hükümetinin “yerli” nüfusu yabancılarla değişiklik yapmak istediğini söylemiş oldu.

Daha geçen hafta yüksek enerji faturalarını protesto etmek için meydana getirilen minik bir gösteride bir adam, Alman dışişleri ve iktisat bakanlarının “kendi ülkelerine cenk duyuru etmeye hazırlandığını” söyledi.

Alman makamlarını bunun şiddete dönüşme olasılığı kaygılandırıyor. Şüphesiz komplo teorilerine inanan hepimiz fizyolojik bir çekince arz etmiyor. Fakat oldukça sayıda siyasetçi ölüm tehditleri alıyor. Ve siyasetçiler bu dezenformasyona iyi mi set çekilebileceğinin yanıtını arıyor.

Almanya’da dün meydana getirilen baskın ve gözaltılar, ülke genelinde büyük bir kaygı deposu olacak.