Selçuk Mızraklı hakkında verilen hapis cezası kararı Yargıtay tarafından bozuldu, tahliye başvurusu reddedildi
24 dakika ilkin
Hatice Kamer | Diyarbakır
Kaynak, DHA
Adnan Selçuk Mızraklı üç senedir tutuklu
Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Selçuk Mızraklı hakkında verilen hapis cezası bugün Yargıtay tarafınca bozuldu. Yargıtay 23 Ekim 2019’dan bu yana tutuklu bulunan Mızraklı’nın tahliye başvurusunu ise reddetti.
Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi 15 Temmuz 2020’de, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı hakkında “teşkilat üyesi” olduğu iddiasıyla verilen 9 yıl, 4 ay, 15 günlük hapis cezasını hapis cezasını onamış, avukatları bu karara karşı istinaf yoluna başvurmuştu.
Diyarbakır Bölge Adalet sarayı Mahkemesi avukatların itirazını reddedince, avukatlar dava dosyasını temyiz incelemesi için Yargıtay’a göndermişti.
Yargıtay 3. Ağır Ceza Mahkemesi, Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği bu sonucu bozdu.
Yargıtay’ın sonucu Diyarbakır 9. Ağır Mahkemesi’ne ulaştıktan sonrasında davanın tekrardan görülmesi umut ediliyor.
Selçuk Mızraklı, HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile hücre arkadaşı.
Demirtaş, Yargıtay’ın sonucu sonrası Twitter’dan paylaşım yapmış oldu.
‘Tüm olgular çöktü’
BBC Türkçe’ye bu sonucu değerlendiren Selçuk Mızraklı’nın avukatlarından Muhsin Bilal ‘’Yargıtay, Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesinin yargılama yaparken, asgari hukuki titizlik göstermediğini işaret eden bir bozma sonucu vermiş’’ dedi.
Bu kararın, yargılama pratiğinde esası etkileyen usulü bozma sonucu bulunduğunu belirten Bilal, bunun davanın tüm seyrini etkilediğini söylemiş oldu ve kararla mahkemenin dayandığı tüm olguların çöktüğünü savundu.
Selçuk Mızraklı hakkında bir itirafçının beyanları üstünden oluşturulan soruşturma neticesinde ‘’Teşkilat üyeliği” suçlamasıyla dava açıldığını hatırlatan Bilal, mahkeme sürecinde belgelerle bu iddiaları çürütmelerini buna karşın mahkemenin siyasal saiklerle karar verdiğini savundu.
Yargıtay’ın bozma sonucu üç ayrı nedene dayanıyor. Bunlar:
- Müdafa hakkının kısıtlanması,
- Mezopotamya Vakfı’nın PKK ile irtibatlandırılmasına karşın bunun kanıtlanmaması
- Demokratik Cemiyet Kongresi’ndeki iddia edilen konuşmaların ona ilişkin olup olmadığına dair ses kaydı raporu alınmaması.
Yargıtay kararını yorumlayan avukat Muhsin Bilal, şunları aktardı:
‘’Yargıtay sonucunda özetle mahkemeye şunu demiş: ‘SEGBİS ile sanığın savunması alınmış fakat onun birebir duruşmada hazır edilmesi ve savunmasının alınması gerekiyordu, siz bunu yapmadan, SEBGİS ile savunmasını alarak müdafa hakkını kısıtlamışsınız’.”
İddianamede Hicran Berna Ayverdi adlı bir itirafçı, tarih vererek Selçuk Mızraklı ile aynı tarihlerde Diyarbakır’daki bir hastanede çalıştığını ve teşkilat üyelerini tedavi ettiklerini iddia etmişti.
Avukatlar, mahkeme sürecinde bu beyanın feyk bulunduğunu, hukuken bir anlamı olmadığını savundu ve söz mevzusu tarihten 9 ay ilkin müvekkillerinin o hastaneden ayrıldığını, itirafçı hanım ile aynı zamanlarda beraber çalışmış olmalarının mümkün olmadığını belgelerle ispatladı.
Avukat Muhsin Bilal “İtirafçının beyanlarının tamamının düzmece ve feyk bulunduğunu ispatlamamıza karşın mahkeme asgari seviyede hukuka uygun bir yargılama yapmak yerine bir ceza tespit ve atama komisyonu işlevini yerine getirdi, sonunda tüm savunmalarımız, taleplerimiz karşılık bulmadı dava sonucunda Selçuk Bey hakkında 9 yıl, 4 ay, 15 günlük bir mahkumiyet sonucu verildi’’ dedi.

Kaynak, dha
Selçuk Mızraklı cezaevine götürülürken
İstinaf mahkemesinin müracaat taleplerini reddetmesi üstüne Yargıtay’a gittiklerini söyleye avukat Muhsin Bilal, düzgüsel şartlarda bu şekilde bir dosyanın ilkin başsavcılığa gitmesi icap ettiğini belirtti ve makul bir süre içinde savcının görüşünü iletmesi icap ettiğini altını çizdi.
Mızraklı dosyası adli dinlence sürecinde Yargıtay’a ulaşmış ve dinlence bitiminden derhal sonrasında on gün şeklinde kısa bir sürede tebliğname hazırlanmıştı.
‘’On gün içinde tebliğname hazırlandığına meslek hayatımda ilk kere tanık oluyorum’’ diyen Bilal, dosyanın ilkin Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne gittiğini, vazife değişikliği olunca 3. Ceza Dairesinin dosyaya baktığını belirtti.
Mezopotamya Vakfı bağlantısı
Yargıtay’ın bozma gerekçelerinden biri de mahkemenin ceza sonucunda, Mızraklı’nın Mezopotamya Vakfı mütevelli heyetinde yer aldığını ve vakfın aynı adla üniversite açma girişimlerinin bulunduğunu kaydetmiş ve bu vakfı örgütle irtibatlandırmıştı.
Avukat Bilal Yargıtay’ın, bu vakfın örgütle bir irtibatının olup olmadığının tespit edilmesini istediğini belirterek şunları aktardı:
“Bu vakıf, çalışmalarını kesintisiz şekilde devam ettiren bir vakıf, üniversite kurma projesi vardı fakat politik atmosferden dolayı gerçekleştirmedi, şu anda dahi bu vakıf etkin ve yasal bir halde tertipli olarak çalışmalarını yapıyor, herhangi bir soruşturmanın mevzusu bile değil.”
Mahkeme ceza kararını açıklarken, Mızraklı’nın Demokratik Cemiyet Kongresi’nde bazı toplantılara katıldığını, kabahat unsuru kabul edilen bazı konuşmalar yapıldığını öne sürdü.
Yargıtay, mahkumiyet sonucuna esas oluşturan olgulardan birinin o toplantılarda meydana getirilen konuşmalar bulunduğunun altını çizdi ve o seslerin Mızraklı’ya ilişkin olup olmadığının ATK tarafınca yapılacak ses analizleriyle tespit edilmesini istedi.
Avukat Bilal “Doğrusu Yargıtay mahkemeye, ‘Ses analizi yaptırmada raporu dosyaya eklemeden karar veremezsin’ demiş. Doğrusu özetle mahkeme şunu demiş, Mızraklı ile ilgili mahkumiyet sonucu verirken dayandırdığın olgularla ilgili hiçbir araştırma ve araştırma yapmamışsın, asgari bir titizlik göstermemişsin. Tüm bu incelemeleri yaptıktan sonrasında bir değerlendirme yapman gerekiyor diyor.”
Tahliye niçin reddedildi?
Avukatlar, üç yılı aşkın bir zamandır tutuklu olan Mızraklı için Yargıtay’a tahliye talebinde de bulunmuştu fakat Yargıtay bu talebi reddetti.
Bilal, bu kararla ilgili şunları söylemiş oldu:
“Yargı tüm bu bozma kararının haricinde tutukluk halinin devamına karar vermiş, normalde bu kadar esas ve usulden bozma sonucuna karşın tahliye talebinin reddi hukuki açıdan trajik bir karar. Bu sonucu hukuki açıdan kabul edilmez bulduk fakat Yargıtay’ın verdiği bozma sonucu anlamlı ve isabetli.”
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı, Mardin Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Türk ve Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Bedia Özgökçe Ertan 19 Ağustos 2019 tarihinde İçişleri Bakanlığı sonucu ile “terör örgütleriyle iltisak-irtibatı olduğu” ve “terör örgütlerine destek verdikleri yönünde tespit ve deliller bulunmuş olduğu” belirtilerek görevden alınmış, yerlerine kayyum atanmıştı.
Mızraklı, belediye başkanı olmadan ilkin HDP’den Diyarbakır Milletvekili seçilerek parlamentoda yer almıştı.
Yoruma kapalı.