Temiz Hava Hakkı Platformu: Türkiye’nin tüm illeri kirli hava soluyor, deprem bölgesinde kirlilik, kılavuz değerlerin 7,5 katı
Kaynak, Getty Resimleri
2 saat önce
Türkiye’de hava kirliliği konusunda 15 sağlık, çevre ve iklim kuruluşunun oluşturduğu Temiz Hava Hakkı Platformu (THHP), Türkiye’deki hava kalitesini değerlendiren beşinci raporunu yayınladı.
Rapora göre, Türkiye’de hava kirliliği Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) kılavuz değerlerinin 4 katı artarken, depremden etkilenen şehirlerde 7,5 kat arttı.
Deprem bölgesindeki hava kirliliği moloz tozu, ısınmak için açık ateş yakılması gibi sebeplerden dolayı ulusal limitlerin 2,5 katına ulaştı.
Temiz Hava Hakkı platformunun koordinatörü Deniz Gümüşel, bu sonuca Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ulusal hava izleme istasyonlarından alınan son 40 günlük verilere dayanarak ulaştıklarını söyledi.
Raporun ana bulguları şöyle:
- Dünya Sağlık Örgütü (WHO) standartlarına göre Türkiye’de havası temiz şehir yoktur.
- Havası en kirli beş il sırasıyla Batman, Iğdır, Ağrı, Şırnak ve Malatya oldu.
- Depremin vurduğu şehirlerdeki hava kirliliği ulusal limitlerin 2,5 katı ve DSÖ yönergelerinin 7,5 katı arttı.
- Kanser, kalp-damar hastalıkları ve KOAH gibi hastalıklara neden olan hava kirliliği ruh sağlığını ve uykuyu da olumsuz etkiliyor.
- Hava kirliliğine ilişkin yasal sınırlar, DSÖ yönergeleri ile uyumlu hale getirilmeli, hava kalitesi düzenli ve sistematik olarak izlenmeli, fosil yakıtlar kademeli olarak kullanımdan kaldırılmalıdır.
BBC Türkçe’ye konuşan Gümüşel, depremin olduğu bölgelerdeki ölçüm istasyonlarının önemli bir bölümünün arızalı olduğunu söyledi.
Adıyaman’da iş istasyonu bulunmadığını belirten Gümüşel; Kahramanmaraş’ta 4 istasyondan biri, Hatay’da ise İskenderun’da sadece 4 istasyondan birinin faal olduğunu söyledi.
“Önemli bir sorun, Türkiye’deki hava kalitesi izleme ağının yetersizliğidir. Bakanlığın Türkiye genelinde 360 istasyonu var ama bunların en iyi ihtimalle %50’si verimli olabiliyor. 360 istasyonun tamamında partikül madde verisi sağlayabilen kişi sayısı 165’tir.”
Türkiye’nin verilerini uluslararası uydu verileriyle karşılaştırarak rapor üzerinde çalıştıklarını belirten Gümüşel, metreküp başına ince partikül madde (PM2.5) kirliliği açısından Türkiye ortalamasının 20-21 olduğunu söylüyor.
Bu da Türkiye’de havanın DSÖ kılavuz değerlerinden 4 kat daha kirli olduğu anlamına geliyor.
Hava kirliliği nedeniyle 42.000 kişi öldü
Rapora göre Türkiye’de 2021 yılında hava kirliliğine bağlı hastalıklardan en az 42 bin kişi hayatını kaybetti. Hava kirliliğinden ölenlerin sayısı İstanbul’da 4 bin 848, Ankara’da 2 bin 853 oldu.
Hava kirliliği ölçümü açısından Türk standartları 2021 yılında güncellenen DSÖ kılavuz değerleri ile uyumlu değildir. DSÖ standartlarına göre PM2.5 değeri her ortamda temiz hava soluyabilmek için en fazla 5 μg/m olmalıdır. bölge. Türkiye’deki ortalama değer 20-21 civarındadır.
THHP, hava kirliliğinin yasal sınırlarının DSÖ yönergeleriyle uyumlu hale getirilmesi, hava kalitesinin düzenli ve sistematik olarak izlenmesi ve fosil yakıtlardan vazgeçilmesi çağrısında bulundu.
Havası en kirli 5 şehir
DSÖ standartlarına göre Türkiye’de havası temiz şehir yoktur.
Havası en kirli beş il sırasıyla Batman, Iğdır, Ağrı, Şırnak ve Malatya oldu.
DSÖ standartlarına göre Hakkari’de partikül madde kirliliği yok denecek kadar azken, il kükürtdioksit açısından çok kirli bir hava solumaktadır.
Hakkari’deki kükürt dioksit kirliliğinin kömür yakılmasıyla ilgili olduğunu belirten Gümüşel, PM2.5 kirliliğinin bu durumda mümkün olmadığını söylüyor ve şöyle diyor:
“Ya Hakkari istasyonunun konumu ölçüm için ideal değil, çünkü bu istasyonların hakim rüzgarlara göre paternlerle yerleştirilmesi gerekiyor ya da atmosferik koşullar böyle sıra dışı bir duruma neden oluyor.”
Kirliliğin nedenleri
Özellikle şehirlerde trafik ve ısı kirliliğine karşı genel bir politika eksikliği olduğuna işaret eden Gümüşel, enerji yatırımlarının hızla arttığı diğer gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de hava kirliliğinin büyük bir sorun olduğunu söyledi.
“Sanayileşme bu kadar kontrolsüz bırakılmamalı, sanayi kontrolleri sıkılaştırılmalı ve gerekli yaptırımlar uygulanmalı.”
Türkiye’de özelleştirilen termik santrallerin çevre yatırımlarını 2019 yılı sonuna kadar tamamlamalarının beklendiğini belirten Gümüşel, “Bunlar tamamlanmasa da çevre izinleri veya geçici işletme belgeleri peyderpey verildi; bunlar tamamlandı. gizli teşvikler sağlanmış, çevre yatırımlarından gizlice muaf tutulmuş, yatırımlar yüksek görünse de aslında kamu bütçesindeki sağlık giderlerine göre düşük kalmıştır.
Yoruma kapalı.