- Yazan, Paul Adams
- Unvan, BBC Dış ilişkiler Muhabiri
-
37 dakika ilkin
Kaynak, Getty Images
ABD Başkanı Joe Biden, “aklından neler geçtiğini görmek için” Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le masaya oturabileceğini söylediğinde; yada Almanya Şansölyesi Olaf Scholz Putin’le bir saat devam eden bir telefon görüşmesi yaptığında, bunlar ne anlama geliyor?
Normal olarak ki bunarın hiçbiri, Rusya ile en üst düzeyde sulh görüşmelerinin başlamış olacağı anlamına gelmiyor.
ABD Başkanı Biden’ın da söylediği şeklinde; o görüşme yalnız Rusya’nın Ukrayna’dan askerlerini çekmiş olduğu takdirde gerçekleşebilir. O da şu ana kadar olmadı.
Kremlin ise Washington’un, Rusya’nın Ukrayna’da Eylül ayında ilhak ettiğini açıklamış olduğu bölgeleri tanımamasından şikayetçi. Kremlin; bununla birlikte Kiev yönetiminin, Batı’nın yapmış olduğu tabanca yardımları sebebiyle “uzlaşmaya yanaşmadığını” söylüyor. Bunlar da bizlere hemen hemen bir dönüm noktasına yakın olmadığımızı gösteriyor.
Sadece harp dokuzuncu ayına girerken ve Ukrayna’da çetin kış koşulları daha çok ölüm, yıkım ve faciaya yol açacak şeklinde dururken artık sulh görüşmelerinin ne vakit başlamış olacağı sorusu daha sık sorulur oldu.
ABD Genelkurmay Başkanı General Mark Milley’in son dönemde yapmış olduğu “görüşme fırsatı var ise kaçırılmamalı” açıklamaları ise ABD yönetimi içinde bu konudaki değişik görüşleri ortaya çıkardı.
O zamandan bu yana ABD’li yetkililer ve Batılı siyasiler ısrarla “müzakerelerin ne vakit ve iyi mi başlayacağına Ukrayna karar verecek” diyor.
Örneğin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, “Kendi toprakları için ne vakit ve hangi şartlar altında müzakereye başlayacakları mevzusunda Ukraynalıların sonucuna saygı göstermek zorundayız” dedi.
Kapalı kapılar ardında ise Batılı yetkililer, hemen hemen masaya oturma zamanının gelmediğini söylüyor. Moskova’nın hemen hemen anlamlımüzakereler hayata geçirmeye hazır olmadığı; gelecek aylarda Rusya’nın pozisyonunun zayıflayacağı görüşü hakim.
Batılı bir üst düzey dış ilişkiler uzmanı, “Görüşme için doğru vakit gelecek, fakat şu an pek doğru bir vakit şeklinde durmuyor” diyor.
Şimdilik Batı’nın görevinin Ukrayna ordusunu “O vakit gelene kadar en iyi konuma getirmek suretiyle desteklemek” bulunduğunu söylüyor.
Yetkililer, görüşme masasına oturma zamanını açıkça konuşma mevzusunda son aşama dikkatli.
Ancak gelecek aylarda Ukrayna daha çok toprağınnı kazanırsa görüşmeler öncelik kazanmış olacak. Zamanlama, Ukrayna’nın Batılı müttefiklerinin daha ne kadar askeri destek vermeye hazır olduğu sorusunun yanıtında olacak.
Kabaca özetlersek, Rusya’nın işgale başladığı 24 Şubat’taki sınır hatlarına dönülmesi mühim bir dönüm noktası olacaktır.
Ukrayna’nın o noktadan daha ileri gitmesi ve Rusya’nın 2014’te ilhak etmiş olduğu Kırım ile Donbas’ın Rus ordusunun denetim etmiş olduğu bazı bölgelerini geri alması için destek vermeye devam etmek; bir başka büyük dönüm noktası olur.
Pentagon ve Rusya Müdafa Bakanlığı’nın ya da CIA Direktörü William Burns ile Rus mevkidaşı Sergey Narişkin’in dahil olduğu sessiz görüşme kanalları ise çalışmaya devam ediyor.
Ancak müzakerelerin iyi mi ve ne vakit başlamış olacağı mevzusuna dönecek olursak; Ukrayna’daki savaşın diplomatik çözümle sona erdiğini görmek için hemen hemen önümüzde uzun bir yol var.
Yoruma kapalı.