53 dakika ilkin
Will Vernon | BBC News, St Petersburg

St. Petersburg’da saat sabahın üçü ve tüm caddeler bomboş. Sadece kentin merkezindeki minik bir dairede, iki aktivist uykuya meydan okuyarak Rusya’da oldukca riskli olabilecek bir şey hayata geçirmeye hazırlanıyor. Harp karşıtı bir protesto düzenlemeye…
Aktivistler bizimle görüşmeyi kimliklerini gizlememiz şartıyla kabul ediyor.
Kendisine Mitya olarak hitap etmemizi isteyen bir aktivist “Geceleri, sessiz bölgelerde güvenlik kameralarından saklanarak çalışıyoruz” diyor.
Vorobei ismiyle yer vereceğimiz öteki aktivist de “Devamlı başımıza kapşon, yüzümüze maske takıyoruz. Posterleri hazırlarken ve asarken de hep eldiven giyiyoruz” diye konuşuyor.
Feminist Harp Karşıtı Direniş, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ikinci gününde kurulan gizli saklı bir protesto hareketi.
Mitya ve Vorobei ile buluştuğumuzda, bir okulun önündeki kaldırıma sprey boyayla harp karşıtı mesajlar yazıyorlardı.
Bu, günün birinde çocuklarını askere ve muharebeye yollamak zorunda duracak olan anneleri hedef alan bir takım eylemin bir parçası.
Aktivistler, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali karşısında duydukları şok sebebiyle bu gruba girmeye karar verdiklerini söylüyor.
“Harp korkulu bir şey,” diyor Mitya ve sözlerini şöyleki sürdürüyor:
“Bu tamamen anlam ifade etmeyen, asla başlamamış olması ihtiyaç duyulan emperyalist bir harp. Bu bizim seçmediğimiz devlet başkanımızın kibrinin bir eseri.”

Ertesi gün Mitya ve Vorobei’nin sprey boyayla yazdıkları mesajı görmek için okulun önüne gidiyoruz.
St. Petersburg’da berrak bir sabah ve harp karşıtı bildiri sabah güneşinde köpeklerini gezdirmeye çıkanlar tarafınca oldukça net bir halde görülebiliyor.
Ancak mesajın ömrü yalnızca birkaç saat sürüyor, üstü derhal boyanıyor.
Vorobei eylemleriyle insanların görüşlerini değiştirebilmeyi umduklarını söylüyor:
“Bir ihtimal öncesinden muharebeye duyarsız yaklaşan biri posterimizi ya da mesajımızı görünce düşünce değiştirir, savaşı desteklememeye karar verir.”
Rusya’da harp karşıtı aktivist olmak tehlikeli bir iş. İnsan hakları örgütleri 16 binden fazla kişinin harp karşıtı eylemleri sebebiyle gözaltına alındığını söylüyor.
Bundan dolayı harp karşıtı düşüncelerini yüksek sesle dile getirenlerin sayısı oldukca azca. Bunu hayata geçirmeye cesaret edenler de gözaltına alınmayı, işlerini kaybetmeyi, üniversitedeki görevlerinden olmayı göze alıyorlar.
Vorobei “İlk hafta sokaklarda harp karşıtı protestolar vardı” diyor.
Mitya “Protestoları oldukca şiddetli bir halde bastırdılar. Polis elektroşok tabancaları, coplar kullandı. Bir de gözaltına alınırsanız işkenceye uğrama riskiniz var. Hepimiz korku içindeydi.” diye devam ediyor.
Rus yetkililer halkın büyük bölümünün Kremlin’in “hususi bir harekat” olarak nitelendirdiği Ukrayna işgaline destek verdiğini söylüyor ve muhaliflerin kovuşturmaya uğramış olduğu iddialarını reddediyor.
Rusya’da kaç kişinin muharebeye karşı çıktığını söylemek zor. Gerek devletin yaptırdığı gerekse bağımsız kuruluşlar tarafınca meydana getirilen kamuoyu yoklamaları, işgale desteğin yüzde 70 dolayında olduğuna işaret ediyor.
Ancak muhalifler, Rusya benzer biçimde otoriter devletlerde kamuoyu yoklamalarına güvenmemek icap ettiğini söylüyor.
Zira insanoğlu kovuşturmaya uğrayacakları endişesiyle gerçek görüşlerini açıklamayabiliyor.

Vitaly ise görüşlerini söylemekten çekinmeyen azca sayıdaki kişiden biri. Onunla konuşmak için Rusya’nın batısındaki Smolensk kentine gidiyoruz.
32 yaşındaki eski tayyare mühendisi, savaşın başlamasından bu yana her gün Smolensk’in kent merkezinde protesto eylemi gerçekleştirmiş. Eylemine yedi ay süresince yalnızca üç gün ara vermiş. O da ya gözaltında ya da bir cenaze töreninde olduğundan.
“Niçin her gün fiil yapıyorum? Zincirleme bir protesto hareketi başlatmak için” diyor.
Vitaly onlarca kere gözaltına alınmış, para cezası ödemek zorunda kalmış, dayak yemiş. Fakat eylemlerini başkalarını da ikna edeceği umuduyla sürdürüyor.
Kendisiyle kent merkezine doğru yürüyoruz. Bir köknar ağacının altında harp karşıtı pankartıyla yerini alıyor.
“Hiçbir şey değişti mi? Hayır. Fakat bu hayal kırıklığına uğrayıp eylemlerime son vereceğim anlamına gelmiyor” diyor:
“Korku seviyesi devasa yükseklikte. Bu korkuyla iyi mi savaşım edileceğine dair bir yanıtım yok. İnsanları anlıyorum. Evlatları var, işleri güçleri var. Korkuyoruz ve susuyoruz. Bunun üstüne gitmemiz lazım. Korkuyu iyi mi yenebiliriz, onu düşünmemiz lazım.”
Biz konuşurken yanımıza yaklaşan bir bayan sinirli bir halde Vitaly’nin elindeki pankartı alıyor, yırtıyor ve Vitaly’nin “para için anavatanını sattığını” söylüyor.
Vitaly yırtılan pankartın parçalarını özenle yerden topluyor, çantasından yeni bir pankart çıkarıyor.
Zira bu benzer biçimde durumlar için yanında hep yedek pankart taşımaya başlamış.

Yoldan geçenleri durdurup Vitaly’ye destek verip vermediklerini soruyorum.
Birçoğu harp hakkında açıkça konuşmaktan çekiniyor. Neredeyse asla kimse gerçek adını söylemek istemiyor.
Konuştuğum bir bayan Vitaly’ye katılmadığını söylüyor. “Rusya Ukrayna’da doğru olanı yapıyor. Zaferimiz nihai olacak” diyor.
Ancak Vitaly benzer biçimde düşünenler de var. Bazılarının gelip kendisiyle konuştuğunu, elini sıktığını, kibar sözler söylediğini görüyoruz.
Ufak kızını gezmeye çıkarmış Kira adındaki bir anne “Bu genç adamı destekliyoruz” diye konuşuyor:
“Harp oldukca fena bir şey. Ne ülkemize ne de başkasına bir faydası olacak bu savaşın.”
Vitaly şimdiye dek uzun soluklu gözaltına alınma ya da hapse atılma benzer biçimde bir durumda kalmamış. Sadece hepimiz kendisi kadar talihli değil.
Moskova’ya dönerek bizimle oğluyla ilgili konuşmak isteyen Elena’yla buluşuyoruz.
Elena tutuklanmasından bu yana el sürmediği oğlunun odasını gösteriyor. “Onu oldukca özlüyorum. Onunla konuşmayı oldukca özlüyorum” diyor.
23 yaşındaki Dima Ivanov, Moskova Devlet Üniversitesi’nde başarıya ulaşmış bir öğrenciyken toplumsal medya kanalında harp karşıtı içerikler paylaşmaya başlamış. Nisan ayında gözaltına alınmış ve şu anda 5 ila 10 yıl hapis cezasıyla karşı karşıya.

Şubat ayında Ukrayna savaşının başlamasından bu yana yüzlerce siyasal muhalif ve aktivist Rusya’yı terk etti.
Elena “Oğlumun da gitmesini istedim. Fakat o hayır dedi. ‘Burası benim ülkem, niçin gidecekmişim,’ dedi. Burada daha güzel bir yaşam istediğini söylemiş oldu.” derken ağlamaya başlıyor:
“Oğlumun hapse düşmesini istemiyordum. Acı çektiğini düşünmek beni kahrediyor.”
Uluslararası Af Örgütü Dima’yı “vicdan mahkûmu” olarak nitelendirdi.
Annesi Elena, oğlunun tutulduğu gözaltı merkezinde koşulların asla iyi olmadığını söylüyor.
Kendisine yazdığı bir mektuptan şu satırları okuyor:
“Rutubet var, her yeri küf bağlamış halde, tuvaletler, lavabolar kırık, çalışmıyor.”
Rusya’da oldukca azca sayıda şahıs muharebeye karşı seslerini açıkça yükseltebiliyor.
Savaş uzadıkça ve Rusya’nın kayıpları arttıkça Kremlin’in muhaliflere yaklaşımı daha da sertleşebilir.
Yoruma kapalı.