Yaratıcı Yıkım – NTV Haber

Bu yılın Nobel Ekonomi Ödülü, büyümenin nasıl sürdürülebilir hale geldiğini açıklayan üç ekonomiste verildi.
Philippe Aghion, Peter Howitt ve Joel Mokyr’in ana tezi; “Ekonomik büyüme inovasyon sayesinde olur. Ancak her yenilik eskileri yok ederek alan yaratır.”
Bu fikre “Yaratıcı Yıkım” adı veriliyor. Yeni teknolojiler ortaya çıkıyor, verimlilik artıyor, verimlilik artıyor. Ancak bunun sonucunda bazı işler, meslekler ve sektörler geride kalıyor. Başka bir deyişle inovasyonun hem kazananları hem de kaybedenleri vardır.
ALTIN BU TEORİNİN AYNASIDIR
Son yıllarda dünya, yapay zeka ve otomasyonun öncülüğünde yeni bir dönemin eşiğinde bulunuyor. ChatGPT gibi yapay zekalar yazıyor, robotlar üretiyor, algoritmalar karar veriyor. Hisse senedi piyasaları da bu teknolojik devrimi fiyatlıyor.
Ancak aynı zamanda “eski dünyanın sembolü” olarak kabul edilen altın, tarihinin en güçlü dönemlerinden birini yaşıyor.
Bu durum akıllara şu soruyu getiriyor:
Teknoloji çağında insanlar neden hala altının altına sığınıyor?
İlk bakışta bu bir çelişki gibi görünebilir. Ancak cevap Nobel’in ödüllendirdiği teoride gizli.
“İnovasyon büyümeyi getirir ama aynı zamanda belirsizlik de yaratır.” Altın bu belirsizliğin sembolüdür.
Hisse senedi piyasaları “yaratıcı” kısmı fiyatlandırırken, altın “yıkıcı” kısmı fiyatlıyor.
IŞIK PARLAK, GÖLGELER UZUN
Her teknolojik devrim ilk başta büyük heyecan yaratır.
Sanayi devriminde buhar motorları, internet devriminde bilgisayarlar… Günümüzde yapay zeka da aynı rolü oynuyor.
Ancak her dönüşüm, zamanla işsizlik dalgalarını, gelir eşitsizliklerini ve yeni düzenin sancılarını da beraberinde getiriyor.
Altın da bu sancıların erken habercisidir.
Bugünkü altın fiyatları “her şey kötü olacak” demiyor. Ancak “her şeyin bu kadar iyi gitmesi mümkün olmayabilir” diyor.
Yani pazarın bir kısmı inovasyonun gücüne inanıyor ama diğer kısmı Nobel’in şu uyarısını hatırlıyor: “Büyüme sürdürülebilir olmalı. Bunun için sistemin esnek ve dayanıklı olması gerekiyor.”
Altın bu dayanıklılığın sembolüdür.
MODERN ZAMANLARIN GÜVEN TESTİ
Bugün teknoloji devleri (Apple, Nvidia, Microsoft vb.) trilyon dolarlık değerlerle sahneye çıkıyor.
Yapay zeka “dünyayı yeniden şekillendirecek” açıklamalarıyla gündemde. Ancak buna rağmen altına talep çok yüksek ve fiyatlar rekor kırıyor.
Çünkü teknoloji hız getirir ama güven yine de zamanla, yani sabırla inşa edilir.
ALTIN VE YARATICI YIKIM
2000’li yılların başındaki internet patlaması sırasında altının onsu 300 dolardı. Dot-com balonu patladığında 2 yılda 400 doları aştı.
2020 yılında yaşanan pandemiyle birlikte dünya “dijital ekonomi” çılgınlığına kapılmıştı. Teknoloji hisseleri rekor kırarken altın da 2.000 dolar seviyesine ulaştı.
Bugün yapay zeka çağındayız. Tablo aynı. Nasdaq teknoloji endeksi zirvede ama altın da rekor seviyede.
Çünkü her teknolojik sıçrama aynı zamanda insanların güven duygusunu da test ediyor.
Özetle;
Hisse senedi piyasaları geleceğin kazananlarını satın alır ve altın da bu geleceğin bedelini peşin öder.
Altın, “yaratıcı yıkım” çağının en sessiz ama en dürüst anlatıcısı. Çünkü her büyüme hikayesi biraz umut, biraz korku içerir.




